Dervişoğlu: "Trump, Netanyahu ve Erdoğan Birlikte Poz Verecek

TAKİP ET

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, ABD Başkanı Trump ile İsrail Başbakanı Netanyahu görüşmesine dair: 'Erdoğan'ın dostu Trump'la yeni maceralara yelken açacağı anlaşılmaktadır' diye konuştu.

Dervişoğlu: "Trump, Netanyahu ve Erdoğan birlikte poz verecek
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, ABD Başkanı Trump ile İsrail
Başbakanı Netanyahu arasındaki görüşmeye ilişkin: “Trump-Netanyahu
görüşmesinde birçoklarını şaşırtan diyalog bizleri hiç şaşırtmamıştır. Aynılar yine
aynı yerdedir. Ya ismiyle ya da cismiyle mutlaka bir aradadırlar. Erdoğan’ın dostu
Trump’la yeni maceralara yelken açacağı anlaşılmaktadır. Sadece onunla değil,
Netanyahu da aynı gemidedir. Şimdiden tarihe not düşüyorum; Trup, Erdoğan ve
Netanyahuyu aynı fotoğraf karesinde göreceğiz. Bu klarnetli senaryodaki set
aşklarını yakında mecburen ilan edecekler" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin TBMM grup toplantısına katıldı.
Toplantı salonuna hayatını kaybeden Volkan Konakın seslendirdiği Yarim Yarim
parçası ile giren Dervişoğlu, İYİ Partiye dönen Bağımsız Ankara Milletvekili Yüksel
Arslan için de hiçbir zaman gitmediği için hoş geldin demeyeceğim" sözlerini kullandı.


Katılım töreni ardından gençlerin gözaltına alınmasına değinen Dervişoğlu: “Saray
kadıları, size diyorum! Partizanlık ve tek adamcılık bir kariyer yolu değildir. Hiçbir zaman
olmamıştır. Ve en çok da böyle olduğunu zannedenleri yok etmiştir. Siz gençlerin başını
yerken, put bellediğiniz adamlar ayakta kalacak zannetmeyin. Yargıda halen hak ve
vicdan davası güdenlere, evlat, kardeş sahibi olanlara da ayrıca sesleniyorum!
Engelleyebilirsiniz, hakla vicdanı buluşturabilirsiniz. Empati kurabilirsiniz. El hak,
masanızda duran kalın mevzuat kitaplarına bağlı kalarak da bunu kolayca yapabilirsiniz.
Çünkü en doğru içtihat vicdanınızdır. Eminim ki, siz de o yaşlarda aynı şeyi
düşünüyordunuz. Bu çarka dişli olmadan, sizin de itirazlarınız vardı, artık yeter diye
çalışan bir vicdanınız vardı. Hatırlatıyorum ki, siz de kendinize hatırlatın!” dedi.
“İşte bu sebeple buradan söylüyorum ve altını çiziyorum!” diyen Dervişoğlu,
“Makamlarınızın diyeti uğruna, çocuklarımıza dokunma kalkmayın. Kendi evlatlarınızı
yurtdışında okutmak uğruna, bu gençlerimizi vatanlarına küstürmeyin. Kendi akıl ve
vicdan esaretinizin bedelini, gençlerimizin esaretiyle ödemeye kalkmayın!” sözlerini
kaydetti.
“Dosyaların Altında Sinek Gibi Ezilirsiniz”
İktidarın gençleri yurtlardan atabileceğini ve burslarından mahrum edebileceğini
kaydeden Dervişoğlu, “Dahası; dün YÖK, üniversitelere yolladığı yazıyla, boykota iştirak
eden hocaları ve öğrencileri cezalandırmak için jurnalciliği devreye sokmuştur.
Anlaşılıyor ki 12 Eylül’ün bütün yöntemleri devrededir. O yüzden, saraydaki emir
komutaya yaranmak isteyen, önünde jurnal dosyaları biriktirme heveslisi tek adam ve
tek adamcıklar bilsinler ki;
sizden öncekiler de o dosyaların altında kaldılar, sinek gibi ezildiler. Sizler de o
dosyaların altında aynı şekilde ezilirsiniz. Biz bu gençleri öyle ya da böyle okutup mezun
ederiz, ihtiyaçlarını karşılarız, yoksulluklarını gideririz. Ama siz kendi çocuklarınızın bile
yüzüne bakamazsınız. Sizin ağababalarınız da bakamadılar yüzsüz yaşadılar, yüzsüz
öldüler; arsız yaşadılar, arsız öldüler” değerlendirmesini yaptı.

“Son günlerde sıkça görüyoruz ki, saray rejimi Nemrutlara özeniyor. Bir taraftan her canı
istediğine ceza keserken, diğer taraftan da o sözde yüce vicdanıyla birilerini affediyor”
diyen Dervişoğlu, “Şaşılacak bir şey yoktur ki; burada da terörist düşkünlükleri
görülmektedir. Nerede eski terör örgütü mensupları varsa, caniler varsa onları bulup
affetmektedirler. Sebebi uzaklarda aramaya gerek yok! Erdoğan, uzaklardakilerin bize
yakın ettiğidir. Okyanus ötesi mecraların, değişmez tek adamıdır. Eğer Erdoğan’ın
Türkiye’nin başındaki kayyımlığına ortak iseniz müebbetlik bile olsanız fark etmez,
affedilebilirsiniz.
İşte bu yüzden her suçlu, suç işlemeden önce bunlarla fotoğraf çektirir. Ama elinizde
Türk bayrağı, dilinizde Mustafa Kemal varsa Türk’üz, Türkçüyüz, Atatürkçüyüz
diyorsanız kahrolsun PKK diyorsanız, Erdoğan rejiminin olağan şüphelisisiniz. Bu akıl yitirmişliğe bir şekilde muhalifseniz, aymaz kralların Bastille’i, darbecilerin Yassıadası, Erdoğan’ın Silivri’sinden çıkamazsınız. 12 Eylül’ün sıkıyönetim mahkemeleri, 90’ların DGM’leri, FETÖ’nün özel yetkili mahkemeleri, şimdinin ise saray kadılarının elinden
kurtulamazsınız. 
Gerçek suçu ve suçluyu kayıran, gizli tanıklarla suç ve suçlu yaratan, talimatla
tutuklayan, borsa kurup kurtaran bir mekanizmadır bu. Biz bu mekanizmaya teslim
olmayız” şeklinde konuştu.

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün geçen hafta 280 bin elektronik kelepçe alım ihalesine
çıktığını söyleyen Dervişoğlu, “Tam iki yüz seksen bin kelepçe! Eli kanlı teröristleri ve
canileri affederken ve affetmeyi hesap ederken öğrenci, gazeteci, hoca, tweet atan
çocuk, amca, teyze demeden cezalar yağdırıyorsunuz. Peki şimdi neye hazırlanıyorsun
Sayın Erdoğan? Muhalif dediğiniz Türk evlatlarına hapishaneler, zindanlar, Silivriler
yetmedi de şimdi de bizleri evlere mi hapsedeceksiniz?” diye sordu.
“Çakma padişah emriniz başım üstüne demeye devam edecek!””
ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasındaki
görüşmeye değinen Dervişoğlu: “2 gün önce Trump-Netanyahu görüşmesinde
birçoklarını şaşırtan diyalog bizleri hiç şaşırtmamıştır. Aynılar yine aynı yerdedir. Ya
ismiyle ya da cismiyle mutlaka bir aradadırlar. Erdoğan’ın dostu Trump’la yeni
maceralara yelken açacağı anlaşılmaktadır. Sadece onunla da değil Netanyahu da aynı
gemidedir. Şimdiden tarihe not düşüyorum; çok zaman geçmeyecek bu üçünün birlikte
poz verdiği günleri de göreceğiz. Trump, Erdoğan ve Netanyahu’yu yakında aynı
fotoğraf karesinde göreceğiz.
Bu klarnetli senaryodaki set aşklarını yakında mecburen ilan edecekler. Trump’ın
şahitliğinde Suriye’de el ele verecekler. Gazze’nin, Gazzeliler’in kanı üzerinde
anlaşacaklar, İran’ın ABD elince parçalanması üzerinde ittifak edecekler, tüm bölgeyi
kupon arazi diye gören tefeci bezirganlıkta anlaşacaklar. Irak Türkmenlerini nasıl
yapayalnız bıraktılarsa, Suriye Türkmenlerini de aynı şekilde yapayalnız bırakacaklar.
Trump rahibi nasıl aldıysa, yeni tavizlerini de öyle alacak. Çakma padişah, nasıl kapı arkasında el pençe duruyorsa, emriniz başım üstüne demeye de devam edecek!”
değerlendirmesini yaptı.
“Kıbrıs Davasında Kıbrıs Türklerini Yalnız Bıraktılar”
Kıbrıs ve İran için Büyük Ortadoğu Projesi’nin tamamlanmasının son iki aşaması olarak
değerlendirdiğini hatırlatan Dervişoğlu, “Bu süreçle ilgili yanılmadığımızı ise Kıbrıs’ta
son yaşananlar göstermektedir. Üç kardeş Türk Devleti, Güney Kıbrıs’a büyükelçi
atayarak Türkiye’nin en haklı davalarının başında gelen Kıbrıs davasında Kıbrıs Türklerini yalnız bıraktılar. Ünvanı aksakal bir arkadaş vardı, ne iş yapıyor bilen var mı? Malum, bir şeyin başına “ak” gelince, neticede o işin şirazesi kayıyor! Daha düne kadar, Türk Devletleri
Teşkilatı diye mehter çalıyorlardı. Peki bu beylerden ses veren oldu mu? Olmadı tabi,
elbette olmadı. 23 yılın değişmez bilançosudur bu. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi,
Erdoğan zamanında ve sayesinde AB üyesi oldu. Bu paçalarından millilik akan Erdoğan
ve arkadaşları o zamanlar Annan planı savunuyorlardı. Aynı Rum kesimi, İsrail ile
bunların zamanında yakınlaştı. Akdeniz’de savunma ve enerji alanında ortak hareket
eder hale geldiler. Şimdi bunları, ne diye pazarlıyorlar biliyor musunuz? ‘Güçlüyüz de,
ondan yapıyorlar’ diyorlar. Bazen düşünüyorum, işin içinden çıkamıyorum. Bu
söylediklerine kendileri inanıyor mu? Yoksa sadece bizi mi işletiyorlar, karar
veremiyorum. Buna inanıyorlarsa vah ki vah!” dedi.
“Türkiye Yalnızlaştırılmaktadır”
Yunanistan’ın ev sahipliğinde, Ege ve Akdeniz’in kesiştiği noktada olan Mora
yarımadasında gerçekleştirilen ortak tatbikata dair Dervişoğlu: “İsrail, Katar, Rum
kesimi, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, ABD ve çeşitli Avrupa ülkeleri katılmış. Evet,
Erdoğan ve avanesinin bütün kankaları bir arada ama nedense bizim dünya liderine
söylememişler.
Tatbikatın amacı ise şöyle belirtilmiş: ‘Doğu Akdeniz’de ticaret yollarının güvenliğini
ve istikrarı sağlamak’ Kısaca Türkiye’siz bir Akdeniz ortaklığı masaya yatırılmış
durumdadır.
Bu kürsüden her vesileyle çizdiğimiz tablo artık karşımızdadır. Türkiye
araçsallaştırılmaktadır. Türkiye yalnızlaştırılmaktadır. Neyin aracı? AB için kaçak nüfus
hendeği olmanın aracı. ABD için Ortadoğu’da taşeron ve tampon ülke olmanın aracı.
Körfez ülkeleri içinse, kara para aklama ve kupon arazi olmanın aracı. İşte tüm bunlar,
Erdoğan’ın iktidarının görünür, görünmez diyetleridir. Her yeni rezalet ortaya çıkana
kadar Erdoğan bize dombralı hikayeler anlatmaktadır. Uyduruk dizilerde, hayali pozlar
kesiyor. Bu arada olan da Türkiye’ye oluyor” sözlerini kullandı.
“TRT Yasaları Çiğneyen Bir Yayıncılık Yapmaktadır”
Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) üzerinden eleştirilerde bulunan Dervişoğlu:
“TRT anayasal olarak tarafsız, bağımsız ve kamu yararını gözeten bir yayıncılık
yapmakla mükelleftir. Dünyanın sayılı yayın kuruluşlarından biri olan TRT’nin
yayınlarını, iktidar partisinin internet yayınına çevirmek, öncelikle anayasal bir suçtur.
Şimdi anayasa, kanun ve hukuk olmadığına ve her şey Erdoğan’ın ağzından çıktığı gibi
düzenlendiğine göre TRT’nin de kurumluğu bitti sayıyorlar. Muhalefeti görmezden geldiği gibi Hitler’in propaganda Bakanı Gobbels’e özenen İletişim Başkanlığı
aracılığıyla, adeta bir psikolojik harekat üssü gibi kullanılıyor. Kamu kaynakları, bir siyasi
partinin menfaati için kullanılamaz. Kaynağı veren milletimiz, hizmeti de eşit ve tarafsız
şekilde alabilmelidir.
A Haber’i bile gölgede bırakın dili, millet iradesiyle seçilmişlere karşı tavrıyla TRT artık
yasaları çiğneyen bir yayıncılık anlayışına teslim olmuştur” şeklinde konuştu.
“Türkiye Hepimiz İçin Bir Ekonomik Cehennemdir”
Boykot çağrıları üzerine Bakanların alışverişe çıkmasına değinen Dervişoğlu: “Etiketleri
görünce inanıyorum ki, vatandaşın halini anlamışlardır. Bayram ikramiyesi diye
verdikleri 1000 TL zammın ne olduğunu anlamışlardır. Hala anlamadılarsa söyleyeyim;
Mart ayı enflasyonu ile emekli maaşlarından 1500 TL, asgari ücret ise yılbaşından bu
yana 2200 TL eridi. Memurlar ise yaklaşık 6000 TL kaybetti. Danışmanlarına cep
telefonuyla market videosu çektiren bakanlara soruyorum. Şimdi vatandaşın halini
anladınız mı? İngiliz vatandaşı yatırım danışmanı sayın Mehmet Şimşek, sizi market
ortamlarında göremedik?
Sarayın İstanbul operasyonu ya da sizin tabirinizle ‘iç şok’ için yaktığınız 32 milyar doları
yerine koymak için ne gibi yeni planlar peşindesiniz? Ortada ayan beyan duran bir
gerçek vardır. Türkiye ortalama insan için, saray ve çeperinde kümelenmiş bir avuç
doyumsuz dışında hepimiz için bir ekonomik cehennemdir” diye ekledi.
Dervişoğlu’nun konuşmasının tamamı şu şekilde:


Saygıdeğer yol arkadaşlarım;
Kıymetli konuklar ve basın mensupları.
9 günlük uzun bayram tatilinden sonra
İlk grup toplantımıza
Hepiniz hoş geldiniz, safalar getirdiniz.
Sözlerime başlarken bir kere daha sadece Karadeniz’in değil
Hepimizin hemşehrisi ve kıymetlisi Volkan Konak’ı
Rahmetle ve sevgiyle anıyorum.
Allah herkese onun gibi dosdoğru bir hayat yaşamayı nasip etsin.
Bildiği gibi yaşadı, bildiği gibi söyledi.
Geride bıraktığımız bayramda,
Çalışan, emekli, işçi, işsiz
Hiç kimse için bayram değildi.
Ama özellikle haksız, hukuksuz ve keyfi şekilde
Tutuklu ve gözaltında bulunanlar için bayram değildi.
Gençlerimiz için, onların aileleri için bayram değildi.
Hepsine bir kere daha selam olsun.
Cumhuriyeti yıktırtmayacağız diyen,
Türkiye’yi Türksüzleştirmeyeceğiz diyen,
Hak ve hukuk arayan, adil bir Türkiye’de insanca yaşamak isteyen,
“İstibdada karşı Hürriyet” diyen Türk gençlerine buradan selam olsun!
Bu vesileyle
Herkese ama özellikle “yetkisiz yetkililere”
Bedelsiz unvan taşıdığını zannedenlere sesleniyorum!

O ünvanlar bedelsiz değildir!
Dava adamlığı, reislik, güya büyük hedefler koymak,
20’li yaşlardaki gençleri hızara vermek değildir.
Bu vicdansızlığı durdurun!
Durdurabilirken durdurun!
Durdurun ki o itiraz dalgası,
Sizi boğacak bir isyan seline dönüşmesin!
Unutmayın!
Tutuklama, gözaltı ve soruşturma,
Yazan ve imzalayan sizler için birkaç sayfa kağıttan ibarettir
Ancak o birkaç sayfa kağıt ve imza,
Yıllardır nefessiz, hayalsiz ve umutsuz bırakılan gençlerimizin,
Hayatlarının ve geleceklerinin tamamen karartılması için yeterlidir.
Saray kadıları, size diyorum!
Partizanlık ve tek adamcılık
Bir kariyer yolu değildir.
Hiçbir zaman olmamıştır
Ve en çok da böyle olduğunu zannedenleri yok etmiştir.
Siz gençlerin başını yerken,
Put bellediğiniz adamlar ayakta kalacak zannetmeyin.
Yargıda halen hak ve vicdan davası güdenlere,
Evlat, kardeş sahibi olanlara da ayrıca sesleniyorum!
Engelleyebilirsiniz, hakla vicdanı buluşturabilirsiniz.
Empati kurabilirsiniz…
El hak, masanızda duran kalın mevzuat kitaplarına bağlı kalarak da
Bunu kolayca yapabilirsiniz.
Çünkü en doğru içtihat vicdanınızdır.
Eminim ki, siz de o yaşlarda aynı şeyi düşünüyordunuz
Bu çarka dişli olmadan,
Sizin de itirazlarınız vardı,
Artık yeter diye çalışan bir vicdanınız vardı.
Hatırlatıyorum ki, siz de kendinize hatırlatın!
İşte bu sebeple,
Buradan söylüyorum ve altını çiziyorum!
Makamlarınızın diyeti uğruna,
Çocuklarımıza dokunma kalkmayın.
Kendi evlatlarınızı yurtdışında okutmak uğruna
Bu gençlerimizi vatanlarına küstürmeyin.
Kendi akıl ve vicdan esaretinizin bedelini
Gençlerimizin esaretiyle ödemeye kalkmayın!
Biz, İYİ Parti olarak 
Başta partimizin hukukçu kurmaylarıyla
Tüm evlatlarımızı en kısa zamanda özgürlüklerine ve ailelerine kavuşturmak için,
Elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.'