Erdoğan'dan Batı'ya: Nerede CNN nerede BBC, Gazze'de bebekler ölüyor
Filistin'de yaşananları tek tek sıralayan ve Batı'ya seslenerek "Nerede bu CNN, BBC" diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz gerçekleri söylemekten geri durmayacağız" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam dünyasının da kendisinden bekleneni yerine getiremediğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu Toplantısı'nda önemli değerlendirmelerde bulundu.
Gazze'de masumların katledildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz hakkı söylemeye devam edeceğiz." dedi.
İsrail'in Orta Doğu'da barış ve huzur istemediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı'daki yayın kuruluşlarına da seslendi ve Gazze'de yaşananları neden görmediklerini sordu.
"İki devletli çözümün alternatifi yoktur" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
"NEREDE CNN, BBC, DİĞERLERİ"
Çocuklar öldürülüyor, insan hakları savunucuları seyrediyor. Sağlık çalışanları öldürülüyor, batı dünyası seyrediyor. UNRWA gibi kritik kurumlar kapatılmak isteniyor, Birleşmiş Milletler süreci sadece seyrediyor. Yıllardır özgürlükten, haktan, hukuktan, basın hürriyetinden bahsedenler, İsrail'in katliam politikası karşısında tam 18 aydır üç maymunu oynuyor. Buradan bir kez daha soruyorum. Nerede uluslararası hukuk? Nerede İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi? Nerede ortalığı ayağa kaldıran, bütçesi milyarlarca doları bulan yapılar, örgütler, kurumlar?
En küçük bir hadisede ambargo silahını çeken batılı devletler, soruyorum, İsrail'e karşı neredeler? Nerede BBC? Nerede CNN ve diğerleri? Gazze'de insanlık öldürülürken, çocuklar, bebekler, kadınlar yanarak can verirken, gazeteciler infaz edilirken, bunları gören dünyada var mı?
"ULUSLARARASI BASIN KURULUŞLARI SEYREDİYOR"
Okullar, kiliseler, camiler, üniversiteler bombalandı. Gazze'deki binaların neredeyse yüzde 80'i yıkıldı. Gazze taş üstünde taş kalmayacak derecede harap edildi. 50 milyon tondan fazla devasa bir enkaz yığınından söz ediyoruz.
İsrail yeniden başlattığı saldırılarıyla Gazze'de ayakta kalan son binaları, hastaneleri, sivil yerleşim yerlerini, Gazze'nin hayat damarı olan temiz su kaynaklarını da teker teker imha ediyor.
İşgal güçlerinin koruması altındaki yerleşimci vahşeti Batı Şeria'da tüm hızıyla sürüyor. Meselenin daha vahim tarafı şudur değerli kardeşlerim. Bütün bu zulüm ve barbarlıklar tam 18 aydır medeni denilen dünya dahil tüm insanlığın gözleri önüne seriliyor. Gazeteciler öldürülüyor. Uluslararası basın kuruluşları seyrediyor.
"İSLAM ÜLKELERİ KENDİSİNDEN BEKLENİLENİ YERİNE GETİREMEDİ"
Mazlumların yanında yer almayan bir küresel düzen, zalimlerin oyuncağı olmaya mahkumdur. Bugün dünya zalim karşısında susan, hatta zulmü alkışlayan bir düzenin esiri olmuştur. Uluslararası hukuk, adaleti tesis etmenin değil, güçlünün gücünü tahkim etmesinin aparatı haline gelmiştir. Hukukun üstünlüğü yerine kişiye ve devlete göre hukuk düzeni hakimdir.
Gazze'de uluslararası sistem sınavı kaybetmiştir. Birleşmiş Milletler'den Avrupa Birliği'ne birçok kurum kuruluş, savundukları ilkeleri çiğneme pahasına Gazze'de kötü bir imtihan vermiştir. Elbette başkalarını eleştirirken kendimizi ihmal edemeyiz. Bakın. Üzülerek söylüyorum. İçim kan ağlayarak söylüyorum. İslam dünyası da kendisinden bekleneni maalesef yerine getirememiştir.
"MÜSLÜMANLAR OLARAK KAPSAMLI BİR MUHASEBEYE İHTİYACIMIZ VAR"
Şüphesiz çok gayret sarf edildi. Zulmü engellemek için pek çok yol denendi. Diplomasinin bütün imkanları kullanıldı. Toplantılar, zirveler, temaslar gerçekleştirildi. Ama sonuçta Gazze'nin tamamen yıkılmasına, 60 bine yakın Gazzelinin katledilmesine mani olunamadı. Bunun üzerinde hepimizin uzun uzun düşünmesi gerekiyor. Müslümanlar olarak kapsamlı bir muhasebeye ihtiyacımız olduğu açıktır.
Tabii burada şu gerçeği de vurgulamak durumundayım. Filistinliler öldürülürken sesleri çıkmayanların, Gazze halkının işgale karşı verdiği direnişe terörizm yaftası vurarak soykırımı normalleştirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Türkiye olarak bu iftiraları, bu kara propagandayı reddettiğimizi bugün bir kere çok net biçimde söylemek isterim.
"BUGÜN SADECE BİR BELDEYİ DEĞİL, BARIŞI SAVUNMAK ÜZERE YÜREKLERİMİZİ BULUŞTURUYORUZ"
Filistin'in gönül dostlarını ülkemizde ağırlamaktan duyduğum bahtiyarlığı öncelikle ifade etmek istiyorum. Tarih boyunca nice medeniyetlerin beşiği olmuş, nice peygamberlere ev sahipliği yapmış Filistin'in sesi olmak için bir araya gelmiş bulunuyoruz.
Bugün sadece bir beldeyi ve halkı değil, aynı zamanda adaleti, barışı ve direnişi savunmak üzere yüreklerimizi buluşturuyoruz. Medeniyet, tarih ve kültür şehri güzel İstanbul'umuza hepiniz hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.
"KARARLARIN FİLİSTİN İÇİN HAYIRLARA VESİLE OLMASINI DİLİYORUM"
Filistin'i destekleyen parlamentolar grubunun her bir mensubuna yürekten teşekkür ediyorum. Toplantınızın ve alacağınız kararların Filistin için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.
Yine bu vesileyle sizlerin şahsında Filistin davasını kendi meselesi görüp destek veren tüm parlamenterlere buradan teşekkürlerimi yolluyorum.
Bizden önce yapılan konuşmaları büyük bir ilgiyle takip ettik. Her iki meclis başkanımızı verdikleri çok önemli mesajlar dolayısıyla ayrı ayrı tebrik ediyorum.
"BU DAVA SİYASETİN DE ÖTESİNDE BİR VİCDAN MESELESİDİR"
Burada şu gerçeği tekrar hatırlatmak isterim. Filistin davasını savunmak sadece mazlum bir halkı savunmak değildir. Filistin'i savunmak insanlığı, barışı ve adaleti savunmaktır. Filistin davası yaklaşık bir asırdır her türlü zulme, barbarlığa ve katliama maruz kalmış bir halkın haysiyet davasıdır.
Tüm bunlarla birlikte Filistin davası özü itibarıyla insan olma, insan kalma mücadelesidir. Müslümanların yanı sıra vicdan sahibi her insanın meselesidir. Elbette bu dava bir siyasetin de ötesinde bir vicdan meselesidir. Bugün burada bulunan siz kardeşlerim aslında bunu yapıyorsunuz.
"ZULME KARŞI SUSMAYARAK TÜM İNSANLIĞA NEFES OLUYORSUNUZ"
Duruşunuzla sadece Filistin'i ve Filistin halkını değil, insanlığı ve insani değerleri de savunuyorsunuz. Zulme karşı susmayarak, baskılara boyun eğmeyerek tüm insanlığa adeta nefes oluyorsunuz.
Filistin davasına verdiğiniz güçlü destek için, zor zamanda sergilediğiniz onurlu duruş için, insanlık cephesinde cesaretle yer aldığınız için her birinizi kutluyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımıza da bu anlamlı toplantıya öncülük ettiği için ayrıca teşekkür ediyorum. İnşallah bu dayanışmayı, bu birlikteliği ilelebet muhafaza edeceğiz.
"GAZZELİ KARDEŞLERİMİZ SON ASRIN EN BÜYÜK HAYDUTLUĞUYLA KARŞI KARŞIYA"
7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimiz son asrın en büyük haydutluklarından birine maruz kalıyor. İsrail hükümeti çocuk, kadın, bebek, yaşlı demeden tam bir cinnet halinde Filistinli kardeşlerimizi katlediyor.
İsrail'in vahşice öldürdüğü 60 bine yakın Filistinlinin kahir ekseriyeti kadın ve çocuk. Nüfusun yüzde 7'den fazlası ya katledildi ya da sakat bırakıldı. Sahadaki gerçekleri dünyaya aktarmak için çalışan tam 212 gazeteci infaz edildi. Önceki gün bir kadın gazeteciyi 10 kişilik ailesiyle birlikte şehit ettiler.
Yüzlerce doktor, hemşire, sağlık personeli kurşunların hedefi oldu. Yardım görevlileri öldürüldü. İlaç, su, gıda bulamadığı için bebekler göz göre göre hayatını kaybetti. Çocuğunun doğum gününü Gazzeli çocukları öldürerek kutlayacak kadar insanlıktan çıkmış bir güruhla karşı karşıya kaldık.