Erdoğan'dan Netanyahu'nun Amerika'da ayakta alkışlanmasına tepki

TAKİP ET

Netanyahu'nun ABD Kongresi'nde 57 kez ayakta alkışlanmasına tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Lafa gelince tüm dünyaya demokrasi dersi verenlerin, çağımızın Hitler'ini ayakta alkışlayanların yüzü kızarmıyor" dedi.

Yüksek Teknoloji Teşvik Programı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gündeminde her zaman olduğu gibi yine Gazze vardı.

Gazze'de yaşananlara dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, binlerce masumu öldüren İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ABD Kongresi'nde defalarca ayakta alkışlanmasına tepki gösterdi.

Netanyahu için "Çağımızın Hitleri" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında ise şu ifadelere yer verdi;

"Netanyahu ABD'de alkışlanıyor. Hani demokrasi, hani insan hakları?"

Gazze'de 16 bini masum çocuk, 40 bin sivil hayattan koptu. Soykırımın önüne 10 aydır geçilemedi. ABD'nin kongresinde soykırımcı bir katilin nasıl alkışlandığını tüm dünya izledi. İnsanlığa hizmeti olan alkışlanır. 40 bin insanı katledeni Temsilciler Meclis'i alkışlıyor. Bu dünyanın nereye gittiğini gösteriyor.

7 Ekim'den beri dünya çocukların öldürülmesini uzaktan seyrediyor. Bunların katili olan Netanyahu ABD'de alkışlanıyor. Hani demokrasi, hani insan hakları? Hepsi bir tarafta orada bir alış curcunası.

"Bu caniye kürsü veren, bunu 57 kez ayakta alkışlayan akıl tutulmasıyla karşı karşıyayız"

Bırakın katliamı durdurmayı, bu caniye orada kürsü veren, büyük bir şevkle tam 57 kez ayakta alkışlayan bir akıl tutulmasıyla karşı karşıyayız. Çağımızın Hitlerini baş tacı ederken utanmıyor. Adalet yok, hukuk yok, vicdan yok, barış için sorumluluk almak yok. Zalimin zulmünden dolayı itibar gördüğü mazlumun ahının yok sayıldığı bir cinnet halini görüyoruz.

"Yeter ki siz çalışın, üretin, istihdam sağlayın"

HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı Tanıtım Toplantısı'nda sizlerle beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Sözlerimin hemen başında imalatla, istihdamla, ihracatla, ticaretle, ileri teknoloji alanındaki yatırımlarıyla Türkiye ekonomisine katkı veren, katma değer üreten tüm sanayicilerimize, girişimcilerimize teşekkür ediyorum.

Az önce çeşitli sektörlerde başarı hikayesi yazan kardeşlerimize ödüllerini takdim ettik. Savunma sanayiinden otomotive, havacılıktan insansız sistemlere, kimyadan güneş enerjisi hücrelerine oldukça geniş bir yelpazede kendi sektörlerinin lideri olan şirketlerimize teşekkürlerimizi bizzat ifade ettik.

Türkiye'nin teknoloji ekosisteminin zenginliğinin en güzel göstergesi olan firmalarımızın her birini canı gönülden tebrik ediyorum. İnşallah bundan sonra da sizlerin yanında olmayı, özellikle sizlerin ortaya koyduğu icraatla yanında olmayı sürdüreceğiz. Yeter ki siz çalışın, üretin, istihdam sağlayın. Yeter ki siz Türkiye'nin üretim kapasitesine güç katın. Allah'ın izniyle bizi sizlerden hiçbir zaman kimse ayıramayacaktır.

"Doğru zamanda yapılmış fevkalade stratejik bir hamle"

Sermaye düşmanlığı, yatırım karşıtlığı yapanlara da asla fırsat vermeyiz. Bugünkü toplantımız işte bu irademizin, işte bu samimiyetimizin, ileri teknolojiye atfettiğimiz önemin yeni bir sembolüdür. Yüksek teknoloji yatırımlarında küresel bir cazibe merkezi haline gelmesine öncülük edecek programımızın hayırlı olmasını diliyorum.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızı, sayın Bakan ve ekibini, programın hazırlanmasına destek olan herkesi tek tek kutluyor, ülkemiz, milletimiz ve İslam dünyamız adına kendilerine şükranlarımı ifade ediyorum.

Özellikle dünyamızın içinden geçtiği büyük dönüşüm sürecinde geleceği öngörerek atılan bu adımlar Türkiye'nin hedefleri açısından çok önemlidir. Birazdan detaylarını paylaşacağımız programın doğru zamanda yapılmış fevkalade stratejik bir hamle olduğuna inanıyorum.

 

"Mevcut küresel sistem artık miadını doldurmaya başlamıştır"

Burada şu gerçeği öncelikle vurgulamak isterim. İkinci Dünya Savaşı'nın galiplerinin ekonomik, siyasi, askeri ve diplomatik çıkarlarını korumak amacıyla kurulan mevcut küresel sistem artık miadını doldurmaya başlamıştır. Sistemin sorunlara çözüm üreteme kabiliyetini yitirdiğinin işaretlerini uzun zamandır zaten görmekteyiz. Sadece yakın geçmişte yaşanan krizlere bakmak bile sistemin iflas bayrağını çoktan çektiğini göstermeye yeterlidir.

"6 Şubat depremlerinin 104 milyar doları bulan faturası bizi yolumuzdan alıkoymadı"

Zalimin zulmünden dolayı adeta itibar gördüğü mazlumun hakkının yok sayıldığı bir cinnet haline hep birlikte şahitlik ediyoruz. Kıymetli dostlar, tüm bunlar bize şunu gösteriyor. Küresel sistemin kökten sarsıldığı bu kaostan ancak güçlü durabilen, ayakta kalabilen, var olanın üstüne koyabilen, kendi göbeğini kendi kesebilen ülkeler başarıyla çıkma şansına sahiptir.

Türkiye olarak insanlığın gündeminde yer alan meselelere bu zaviyeden bakıyoruz. Onun için tam bağımsız Türkiye hedefi ile Türkiye yüzyılını inşa etmek için her alanda yoğun bir çabanın içindeyiz. Yatırım, üretim, istihdam, icat ve ihracat bütün bunlarla birlikte kalkınma yolculuğumuzu hız kesmeden sürdürüyoruz. Ne etrafımızda yaşanan çatışmalar ne de 6 Şubat depremlerinin 104 milyar doları bulan faturası bizi yolumuzdan alıkoymadı.

"Küresel ekonomik fırtınadan ülkemizin en az şekilde etkilenmesi için ne gerekiyorsa yapıyoruz"

Elbette sarsıldık, elbette sıkıntılar, zorluklar yaşadık. Elbette fedakarlıklarda bulunmak zorunda kaldık. Ama şartlar ne olursa olsun hedeflerimizden asla ve asla kopmadık, kopmuyoruz. Küresel ekonomik fırtınadan ülkemizin en az şekilde etkilenmesi için ne gerekiyorsa yapıyoruz.

Türk ekonomisi ile ilgili son dönemde açıklanan veriler hamdolsun doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Sadece kendi iş çevrelerimizin değil yurt dışındaki piyasa aktörlerinin de Türkiye'ye ve Türk ekonomisine güveni yükseliyor. İnşallah çok daha iyi olacak.