"Sağlıklı anneden sağlıklı gebelik diyerek planlı gebeliği öneriyoruz"

TAKİP ET

Özel Medinova Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Özlem

Özel Medinova Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Özlem Zeynep Kılıç, tvDEN ekranlarında Hazal Bayık’ın konuğu olarak gebelik hakkında bilgi verdi. Kılıç, “Sağlıklı anneden sağlıklı gebelik diyerek planlı gebeliği öneriyoruz” dedi.

 

Gebelik sürecinin önceden planlanmasını gereken bir süreç olduğunu ifade eden Kılıç, planlanan süreci şu ifadelerle kaydetti: “Sağlıklı bir anneden sağlıklı bir bebek olacağını düşündüğümüz için gebeliklerin planlı olması bizim tercihimiz. Öncesinde annenin geçirdiği herhangi bir enfeksiyon söz konusuysa eğer onun tedavisini sağlıyoruz çünkü maalesef gebeliğin özellikle ilk 2-3 ayında geçirilen enfeksiyonlar bebekte kalıcı sıkıntılar yaratabiliyor. Bu yüzden öncesinde enfeksiyon ve kronik rahatsızlık var mı diye değerlendirme yapıyoruz, tansiyon problemi, şekeri, tiroid ile ilgili bir sıkıntısı, herhangi bir durum söz konusuysa onun kontrol altına alınmasını normal değerler içerisinde bulunduğunda gebeliği sağlamaya çalışıyoruz”

 

‘’KANIMIZ NE KADAR GÜZEL OLURSA BEBEK DE O KADAR FAYDALANIYOR’’

 

Gebelik esnasında herhangi bir sorunla karşılaşıldığında uygulanabilecek tedavi yöntemlerinden bahseden Kılıç, “Gebelikte bebeğe zarar vermeden ilaç tedavisi uygulayabiliyoruz. İlk etapta folik asit çok önemli günlük 400 gram bu 3. Ayın bitimine kadar, eğer ailede daha önce geçirilmiş beyin ve omurgayla ilgili bir problem varsa dozu biraz daha arttırabiliyoruz. B ve D vitamini eksikliklerinde vitamine başlıyoruz ancak D vitaminini 3. Ay biterken öneriyoruz. Multivitaminleri çok tercih etmiyorum. 3. ayın bitiminde demir eksikliği olmasa bile destek olarak başlıyoruz ilerleyen süreçte kanını bebekle birlikte paylaşacağı için ister istemez bir miktar düşme oluyor. Magnezyum ve kalsiyum öneriyoruz, magnezyum ağrı ve krampları. erken doğum riskini engelliyor. D vitamini vücutta kalsiyum emilimi sağlayarak anne ve bebeğin kemik sağlığının düzgün olmasını sağlıyor. Kanımız ne kadar güzel olursa bebek de o kadar faydalanıyor” dedi.

 

‘’GEBELİKTE EGZERSİZ ÖNEMLİ BİR DURUM’’

 

Sağlıklı bir gebelik dönemi geçirmek için tüketilmesi ve dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi veren Kılıç, önerini şu ifadelerle dile getirdi: “Tüm gebelerin ilk 3 ayda yüzde 50 düşük riski vardır, annenin geçirdiği enfeksiyonlar, aileden gelen genetik rahatsızlıklar ve bir sürü şey düşük riski yaratıyor. Annenin rahmine bebeğin düzgün yerleşmesi destek olması için düşük önleyici ilaçlar veriyoruz. Tekrarlayan gebelik kayıplarında genetik inceleme yapıyoruz. Düşük riski olmayan gebeler günlük rutinlerine devam edebilirler. Hareket kan dolaşımını rahatlattığı için hareket edebilir. Riskli gebeliklerde dinlenmeyi öneriyoruz. Gebe pilatesi, yüzme, yürüyüş bizi doğumda rahatlatıyor. Gebelik bebeği beslemek için her şeyi yiyip, içileceği bir dönem değil. Gebelik sürecinde biz toplam 11-14 kilo diyoruz. Bunu geçtiğimiz takdirde hızlı kilo artışı beraberinde başka hastalıkları getiriyor. Biz ilk 3 ayında hiç kilo almamaların istiyoruz. Annelerin ilk 3 ayda mide bulantısı ve kusması olduğu için bir miktar kilo kaybı da olabiliyor bu çok doğal bir durum. 3. Aydan sonra ise her ay ortalama 1, 1.5 kilo diyoruz. Olabildiğince tuz, hamurişi, katkı maddeli ve sakatat türü olmayacak. Et, süt, yumurta, peynir kıymetli proteinler bizim için. Su mutlaka tüketilmeli. Gebelikte şeker yüklemesi yapılmasını öneriyorum. Kontrolsüz şeker anne karnında ölüme bile sebep olabiliyor bu yüzden şeker bizim için çok büyük bir problem. Gebelik döneminde ıhlamur ve adaçayını önermiyoruz”

 

“CİNSEL HAYATTA TEDBİRLER ALINMALI”

 

Gebeliğin 20 ve 30’lu yaşlarda daha sağlıklı bir süreçle ilerleyebileceğini ifade eden Kılıç, normal doğum aralıkları bir yıldan az olmamasını ve sezaryende ise bu aralığın 2 yıl olması gerektiğini vurguladı.

 

Kılıç, son olarak sözlerine şu ifadeleri ekledi: “Cinsel aktif hayat başladıktan sonra rahim ağzında enfeksiyon ve yaralar biraz daha sık gördüğümüz bir süreç. Rahim ağzı kanseri ilerleyen süreçte kadınlarda en sık gördüğümüz kanserlerden biridir. Sürekli zedelenen bir dokuda kanser oluşma potansiyeli artar. Enfeksiyon ve yara kanseri o yüzden tetikleyerek başlar. Rahim ağzı kanseri genetikten ziyade HPV virüsü ile bulaşan, onun sebep olduğu bir kanserdir. Çözümü de var aslında şu an yurt dışı bunu halletmiş durumda 9 yaşından itibaren bununla ilgili yapılan aşılarımız var. Türkiye’de de yapılıyor hem kız hem de erkek çocukları için. Erkekler genelde taşıyıcı oluyor bu hastalıktan en çok kadınlar etkileniyor. Bu virüsle karşılaşmadan önce aşı yapılmalı. İyi olan kısmı şu hastalık pozitif çıksa bile bu aşıyı yapabiliyoruz hastalığı engelleyemese bile hastalığın ilerleme sürecini yavaşlatıyor ve kötülüğünü engelliyor. Bu enfeksiyon ile ilgili olduğu için enfeksiyon tedavisi öneriyoruz. Yıllık takibini öneriyoruz bu smear testi. Bir şekilde tedaviyi bırakmıyoruz. HPV tarama testi cinsel hayat başladıktan sonra yapılmalı. Kadın hastalıkları ölümcül hastalıklar değil, bizim hastalıklarımızda erken teşhis önemli ve erken tanı ile çok güzel tedavi olunabilecek normal hayatımıza dönebileceğimiz hastalıklar. Cinsel aktif hayat başlamadan önce mutlaka aşımızı öneriyoruz. Başladıktan sonra yıllık rutin takiplerini öneriyoruz.” (Millet Haber Ajansı)